Cilt 13 Sayı 1 (2012)https://hdl.handle.net/11494/14542024-03-29T15:23:25Z2024-03-29T15:23:25ZBitkisel yağların ahşap koruyucu bir madde olarak kullanılabilirliğiDizman Tomak, EylemYıldız, Ümit Caferhttps://hdl.handle.net/11494/14652022-02-18T13:44:06Z2012-01-01T00:00:00ZBitkisel yağların ahşap koruyucu bir madde olarak kullanılabilirliği
Dizman Tomak, Eylem; Yıldız, Ümit Cafer
Zehirli bileşenlerinden dolayı yaygın olarak kullanılan ahşap koruyucu maddelere karşı artan çevresel baskılar ve yasaklar, çevre dostu emprenye maddelerinin kullanımını ve bu maddelerin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bileşimlerinde herhangi bir zehirli kimyasal madde bulundurmayan bitkisel yağlar, odun hücrelerinde hidrofobik bir tabaka oluşturması ve su alımını azaltması nedeniyle ahşabı koruma amaçlı bir emprenye maddesi olarak değerlendirilebilmektedir. Ancak, bazı durumlarda odunda mekanik bariyer etkisi oluşturan bitkisel yağ muamelesi, mantar çürüklüğüne, termit saldırılarına ve yanmaya karşı tam anlamıyla bir koruma sağlayamamaktadır. Ayrıca odunda iyi bir etkinlik için ihtiyaç duyulan yüksek miktardaki yağ retensiyonu, işlemi ekonomik kılmamaktadır. Bu durum çeşitli biyositlerin yağlarla birlikte kullanımı ve modifiye edilmiş yağların kullanılması ile bertaraf edilebilir. Bu çalışmada, çevre dostu ve biyolojik yollarla bozunabilen su itici maddelerden biri olan bitkisel yağlar, alternatif bir emprenye maddesi olarak incelenmiş ve yağların kullanımında karşılaşılan sorunlar ile çözüm önerileri tartışılmıştır; Conventional heavy duty wood preservatives have been banned or restricted for some applications due to their mammalian toxicity and their adverse effect on the environment. New, eco-friendly, but nevertheless still effective protection systems, is needed to protect wood in outdoors. Non-toxic vegetable oils can form of a protective layer on the surface of the wood cells which decrease water uptake of wood. For that reason, oils have a good potential as being a wood preservative. However, impregnation with vegetable oils is insufficient to impart adequate biological decay and termite resistance, and indeed the treatment may increase wood’s propensity to burn. In addition, a high level of oil absorption required for good protection make the process impractical and uneconomic to use. The efficiency of the treatment can be improved with using the biocides and oils together. Beside this, usage of modified oils can decrease the retention levels in wood. In this study, applicability of vegetable oils being one of the environment-friendly, biodegradable water repellents on wood treatments was reported. Furthermore, problems related to the use of oils for wood protection, and possible solutions for the problems were discussed.
2012-01-01T00:00:00ZSeyfe gölü örneği’nde biyosfer rezervi alanların planlanması üzerine bir araştırmaDönmez, YasinGökyer, ErcanYazgan, Mehmet Ertuğrulhttps://hdl.handle.net/11494/14642022-03-01T07:30:36Z2012-01-01T00:00:00ZSeyfe gölü örneği’nde biyosfer rezervi alanların planlanması üzerine bir araştırma
Dönmez, Yasin; Gökyer, Ercan; Yazgan, Mehmet Ertuğrul
Biyosfer rezervi; UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü)’nun insan ve Biyosfer Programı içerisinde yer alan uluslar arası öneme sahip karasal ve/veya kıyı ekosistemlerine sahip alanlardır. Biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki ilişkinin sürdürülebilir bir şekilde çözülmesine yönelik temel bir yaklaşımdır. Seyfe Gölü ve çevresi doğal hayatı korumaya yönelik çalışmalar sonucunda farklı koruma statüleri ile koruma altına alınmıştır. Bu çalışmada Seyfe gölünün, sahip olduğu koruma statülerinden farklı olarak, biyosfer rezervi olarak planlanması yönünde değerlendirilmelerde bulunulmuştur.; Biosphere reserve which has international significance and located within the UNESCO Man and the Biosphere Programme which has terrestrial and/or areas of coastal ecosystems. Conservation of biological diversity is a fundamental approach to solve the continuity of relationship between cultural values and economic development in a sustainable manner. Lake Seyfe and its environs were protected under different protection status as a result of wild life conservation studies. In this study, the lake Seyfe was analyzed as biosphere reserve.
2012-01-01T00:00:00ZEskişehir ve çevresindeki bazı tarım alanlarındaki tarla yabancı otlarının florasıSöker, AsumanKoyuncu, OnurYaylacı, Ömer KorayTokur, Süleymanhttps://hdl.handle.net/11494/14632022-02-24T11:31:03Z2012-01-01T00:00:00ZEskişehir ve çevresindeki bazı tarım alanlarındaki tarla yabancı otlarının florası
Söker, Asuman; Koyuncu, Onur; Yaylacı, Ömer Koray; Tokur, Süleyman
2003-2004 yıllarında Eskişehir ve çevresinde tarımı yapılan bazı kültür bitkilerinin 36 farklı lokalitesindeki tarla yabancı otları araştırılmıştır. Buna göre; 45 familyada 207 cinse ait 213’ü tür, 71’i alttür ve 43’ü varyete kategorisinde olmak üzere toplam 327 tür ve türaltı takson belirlenmiştir. Taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı ise şöyledir; Avrupa-Sibirya (25), Akdeniz (29), İran-Turan (45) ve 222 takson ise çok bölgeli ya da fitocoğrafik bölgesi bilinmeyendir. Taksonlardan 23’ü endemik olup endemizm oranı % 7.03’dır. Endemik taksonların 17’si LC, 3’ü NT ve 3’ü CD risk kategorisindedir. Tarla yabancı otlarının bulundukları kültür bitkisine göre dağılımları ise şöyledir; buğday (186), şeker pancarı (102), arpa (44), kabak (37), nohut (33), domates (27), yulaf (17), mısır (16), biber (12) ve lahana (12)’dır. Araştırma alanın tamamında belirlenen tarla yabancı otlarının yaşam süreleri ise şöyledir; 141 takson tek yıllık, 29 takson iki yıllık ve 157 takson çok yıllıktır. Ayrıca alanda 312 taksonun otsu ve 15 taksonun odunsu yapıda olduğu belirlenmiştir; In this research, 36 different locality of Eskişehir and environs, weeds of some crop plants during 2003-2004 were investigated. Accordingly, 207 genus and 327 taxa as 213 species, 71 subspecies and 43 varieties belong to 45 families, have been determined. The distribution of taxa according to phytogeographical regions are as follows; the European-Siberian (25), Mediterranean (29), IranoTuranian (45) and 222 taxa phytogeographical multireginal or unknown. 23 of these taxa are endemic and endemism ratio is 7.03 %. Risk categories of these endemic taxa; 17 taxa belongs to LC, 3 taxa belongs to NT and 3 taxa belongs to CD. The distribution of weeds in which the crop plants are; wheat (186), sugar beet (102), barley (44), squash (37), chickpea (33), tomato (27), oat (17), corn (16) and pepper (12) and cabbage (12). Lifetimes of weeds was determined that; 141 taxa annual, 29 taxa biennial and 157 taxa perennial. Also in the area, 312 taxa herbaceous and 15 taxa woody was determined.
2012-01-01T00:00:00ZBazı endemik bitkilerin Kütahya’daki (Türkiye) yayılış alanları ve yeni IUCN tehlike kategorilerine göre yeniden değerlendirilmesiTel, Ahmet Zaferhttps://hdl.handle.net/11494/14622022-03-10T07:41:11Z2012-01-01T00:00:00ZBazı endemik bitkilerin Kütahya’daki (Türkiye) yayılış alanları ve yeni IUCN tehlike kategorilerine göre yeniden değerlendirilmesi
Tel, Ahmet Zafer
Bu çalışma İçbatı Anadoludaki Kütahya il hudutları içinde yayılış gösterin endemik taksonların öncelikle Kütahya’daki lokalitelerini, sonrasında ise Türkiye’nin diğer bölgelerindeki yayılışını ortaya koymak ve IUCN tehlike kategorilerini bu veriler ışığında yeniden değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Kütahya il sınırları içerisinde 39 familyaya ait 291 endemik ve 4 nadir takson bulunmaktadır. Bu taksonlardan 16 tanesi sadece Kütahya il hudutları içinde, 45 takson Ege bölgesinde, diğer taksonlar ise Ege bölgesi haricinde diğer bölgelerde de yayılış göstermektedir. En fazla endemik taksona sahip familya 43 taksonla Asteraceae (Compositae), ikinci 35 taksonla Fabaceae (Leguminosae), üçüncü 29 taksonla Scrophulariaceae, dördüncü 27 taksonla Lamiaceae (Labiatae), beşinci 18 türle Brassicaceae (Cruciferae) familyalarıdır. İlin en yüksek dağı olan Murat Dağı 114 taksonla en fazla endemik taksona sahip dağdır. Kütahya’da bulunan endemik bitkilerin fitocoğrafya bölge dağılımları; Iran-Turan (93 takson), Akdeniz (72 takson) ve Avrupa-Sibirya (10 takson). Bu çalışmanın sonuçları kullanılarak endemik taksonların tehlike sınıfları yeniden değerlendirilmiş ve bazılarının tehlike sınıfları güncellenmiştir. Yeni IUCN tehlike kategorilerine göre alanda; CR (Çok tehlikede) kategorisinde 2, EN (Tehlikede) kategorisinde 17, VU (Zarar görebilir) kategorisinde 30, LR (Az tehdit altında) kategorisine giren cd (Koruma önlemi gerektiren) alt kategorisinde 28, nt (Tehdit altına girebilir) alt kategorisinde 23, lc (En az endişe verici) alt kategorisinde 190, DD (Veri yetersiz) kategorisinde bir taksonun varlığı belirlenmiştir.; This study is carried to determine the localities of endemic taxa of Kütahya, in the inner Western part of Anatolia, and later to delineate their spread in other parts of Turkey and to reevaluate IUCN categories in light of these data. According to this, there are 291 endemic taxa and 4 rare taxa belonging to 39 families are determined in the boundaries of Kütahya. Only, 16 taxa were spread on city of Kütahya. 45 taxa were spread on Aegean region; other taxa were spread on outside of Aegean region. Most families contain more taxa are Asteraceae (43 taxa), Fabaceae (35 taxa), Scrophulariaceae (29 taxa), Lamiaceae (27 taxa) and Brassicaceae (18 taxa). The endemic taxa numbers (114 taxa) of endemic taxa on the Murat Mountain (the highest altitude of Kütahya) are more than other localities. The phytogeographic elements of endemic plants of Kütahya are represented as follows: Irano-Turanian 93 taxa, Mediterranean 72 taxa and Europe-Siberian region 10 taxa. The threatened catagories of these endemics taxa were reevaluated and certain danger categories are updated by using literature. According to the new IUCN danger categories as follows; 2 taxa in CR (critically endangered) category, 17 taxa in EN (endangered) category, 30 taxa in VU (vulnerable), 28 taxa in the cd (conservation) sub-category of LR (lower risk), 23 taxa in the nt (near threatened) sub-cetagory of LR, 190 taxa in lc (least concern) sub-category of LR and one takson in DD (data deficient) categories were determined.
2012-01-01T00:00:00Z