Cilt 15 Sayı 1 (2014)https://hdl.handle.net/11494/15092024-03-28T13:01:14Z2024-03-28T13:01:14ZDetermination of genotypic performances of white clover (trifolium repens L.) Collected from natural pasturesAygün, CelalettinOlgun, Murathttps://hdl.handle.net/11494/15162022-02-22T10:21:47Z2014-01-01T00:00:00ZDetermination of genotypic performances of white clover (trifolium repens L.) Collected from natural pastures
Aygün, Celalettin; Olgun, Murat
This study was conducted to fine out morphological and physiological characteristics of white clover genotypes obtained from different location of Eastern Anatolia pastures. Similarities/dissimilarities in white clover genotypes and plant characteristics’ by principle components analysis were made. Plant height as a depended variable the effect of criteria on plant height and critic the best model to calcify genotype were made in white clover. As a result, wide variations were determined in not only plant characteristics but also genotypes. This was variation in other word genetic differentiations. Genetic differentiation on genotypes in white clover could help plant selection in white clover breeding present. Study showed that white clover breeding may be based on erect and prostrate plant selection. Plant characteristics and genotypes were classified in five certain groups on plant height.; Bu çalışmada Doğu Anadolu mera alanlarından toplanan ak üçgül(Trifolium repens L.) genotiplerinin fizyolojik ve morfolojik karakterlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Ak üçgül genotiplerinin benzerlik ve farklılıkları principle component analizi yoluyla yapılmıştır Bitki boyu bağımlı değişken olarak kabul edilerek genotipler değerlendirilmiş, genofipler arasındaki farkı ise en iyi şekilde ortaya koyan model olarak bu model kullanılmıştır. Sonuç olarak sadece bitki özellikleri arasında değil bitki genotipleri arasında da geniş bir varyasyon tespit edilmiştir. Diğer bir deyişle bu farklılık genetik bir varyasyondur. Ak üçgül genotipleri içerisindeki genetik farklılık ıslahta bitki seçiminde yardımcı olacaktır. Bu çalışma bitki ıslahında dik ve yatık bitkilerin seçileceğini göstermiştir. Genotipler bitki karakteristiklerine göre belli başlı beş gurupta toplanmıştır
2014-01-01T00:00:00ZSarıçam (Pinus Sylvestris L.) gelişimi üzerine ökseotu’nun etkisiSönmez, Turanhttps://hdl.handle.net/11494/15152021-04-06T22:25:58Z2014-01-01T00:00:00ZSarıçam (Pinus Sylvestris L.) gelişimi üzerine ökseotu’nun etkisi
Sönmez, Turan
Bu çalışma, ökseotunun saf sarıçam meşcerelerinin çeşitli büyüme elamanları üzerindeki etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Erzurum’un Uzundere İlçesi Gölbaşı Köyü Kocimek mevkiinde orta ağaçlık çağında ve tam kapalı saf sarıçam meşceresinde ölçümler yapılmıştır. 30’u ökseotu arız olan ve 30’u ökseotu arız olmayan toplam 60 adet ağaç üzerinde yaş, çap, boy ve çift kabuk kalınlığı ölçülmüştür. Ökseotunun ağaçlarda yıllık çap artımı, boy ve kabuk gelişimi üzerine etki yapıp yapmadığını belirlemek için SPSSTM Paket Programı kullanılmıştır. Öncelikle verilerin normal dağılım gösterip göstermedikleri araştırılmış ve daha sonra etkiyi tespit etmek için Eşleştirilmiş Örneklem t-Testi yapılmıştır. Test işlemi sonucunda ökseotunun sarıçamda çap artımı, kabuk kalınlığı ve boy gelişimi üzerine etki yaptığı tespit edilmiştir. Ökseotu arız ağaçlarda (Hasta) Son 10 yıllık ortalama çap artımında %40, boy gelişiminde %47 ve kabuk gelişiminde %25 oranında azalma olduğu belirlenmiştir.; Aim of this study is to investigate of effect of mistletoe (Viscum album) on growth of Scotch pine. The measurements were done on the pure Scotch pine stands of Koçimek locality (Gölbaşı village, Uzundere town, Erzurum province, Turkey). Diameter, double bark thickness, tree-rings and height was measured a total of 60 trees. 30 of them are infested with mistletoe and the others are without mistletoe. To investigate how does mistletoe affects annual tree diameter increment, height growth and double bark thickness, the SPSS package program was used. We tested all data for normal distribution at first. After that, we used paired samples t-test. As a result of this test mistletoe have unfavorable affected diameter increment, double bark thickness and height growth of Scotch pine. The annual diameter increment of Scotch pine trees were reduced by about 40% within 10 years, the height growth of these trees were reduced by about 47% and the double bark thickness of these trees reduced by about 25%.
2014-01-01T00:00:00ZParkların erişilebilirlikleri üzerine bir araştırma: Niğde kızılelma parkı örneğiOlgun, RıfatYılmaz, Tahsinhttps://hdl.handle.net/11494/15142022-02-28T12:45:25Z2014-01-01T00:00:00ZParkların erişilebilirlikleri üzerine bir araştırma: Niğde kızılelma parkı örneği
Olgun, Rıfat; Yılmaz, Tahsin
Bireyin sosyal hayata katılımında mekânın ulaşılabilirliği ve erişilebilirliği büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, engelli bireylerin diğer tüm bireylerle aynı şekilde engelsiz bir yaşam sürebilmeleri için bütün mekânların onlar için de ulaşılabilir biçimde planlanması, tasarlanması ve uygulanması gerekmektedir. Engelli bireylerin bakıma muhtaç ve tüketici insanlar olarak algılanması, onların toplumdan soyutlanmasına sebep olmakta ve bu durum onları hayata karşı umutsuz ve amaçsız hale getirmektedir. Bu nedenle tasarımcıların herkes için eşit şartlarda olan bir yaşam sağlayabilmek için engelsiz tasarım sürecini yaratma ve yönetme konusunda duyarlı olmaları gerekmektedir. Böylece engelli bireyler sosyal hayata tam olarak ve kolaylıkla erişebilecek ve bu çözümler onları kamusal alanların dışında tutan engellerden kurtulmalarını sağlayacaktır. Bu çalışma kapsamında Niğde kent merkezinin en büyük parklarından biri olan Kızılelma Parkı, engellilerin ulaşılabilirliği açısından incelenmiştir. Alan içerinde bulunan otopark, yürüme yolları, bitkilendirme ve kentsel donatı elemanlarının engellilerin kullanımı açısından uygunluğu, kullanımında meydana gelen sorunlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Alandan elde edilen veriler engellilere yönelik tasarım ölçüleri ile karşılaştırılmış, uygun olanlar belirlenmiş, uygun olmayanlar için gerekli öneriler geliştirilmiştir.; Accessibility and availability of a space has a significant importance during the participation of individual to the social life. Consequently, in order to keep their life barrier-free as the others, all spaces should be planned, designed and applied for handicapped people. The perception that handicapped individuals are helpless and devour causes a social isolation from the community and this situation makes them hopeless and aimless. For this reason, designers should be sensitive to create and manage barrier-free design process in order to achieve equal life for everyone. Thus handicaped people can access social life fully and easly and these solutions let them free from physcial barriers which keep them out of public spaces. In this study Kızılelma Park, one of the biggest park in Niğde, is investigated in terms of accessibility. Suitability of several park components such as parking lots, pedestrain paths, planting design and urban furnitures, and the accessibility problems in the park are revealled. Collected data are compared to standarts, appropriate designs are determined and some design solutions are improved for unappropriate designs.
2014-01-01T00:00:00ZKuzgun baraj gölü havzasında CORINE yöntemi ile arazi kullanım sınıflarının tespiti ve erozyon riskinin değerlendirilmesiDindaroğlu, TurgayCanbolat, Mustafa Yıldırımhttps://hdl.handle.net/11494/15132022-02-28T07:15:37Z2014-01-01T00:00:00ZKuzgun baraj gölü havzasında CORINE yöntemi ile arazi kullanım sınıflarının tespiti ve erozyon riskinin değerlendirilmesi
Dindaroğlu, Turgay; Canbolat, Mustafa Yıldırım
Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama teknolojileri, doğal kaynakların bazı özelliklerinin tespitinde zaman, iş gücü ve yüksek maliyet gerektiren süreçleri ortadan kaldırarak doğru sonuçlar elde etmemizi sağlayacak önemli araçlardır. Bu çalışmanın amacı, Coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ve uzaktan algılama teknolojilerini kullanarak, Avrupa Çevre Ajansı tarafından hava, su, toprak, arazi örtüsü, kıyı erozyonu, biyotoplar vb. konularda yürütülen CORINE projesi kapsamında tespit edilen parametreler çerçevesinde havza ölçeğinde arazi örtüsünü belirlemektir. Söz konusu teknolojilerle elde edilen sonuçlar gerçek arazi kullanım şekilleriyle karşılaştırılarak hata seviyeleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre 1. seviyede 5, 2. seviyede 10 ve 3. seviyede ise 15 alt sınıf tespiti yapılmıştır. Elde edilen arazi kullanım haritası ile aynı alan için üretilen gerçek erozyon riski haritası çakıştırılarak önemli iki arazi verisi arasındaki ilişki ortaya konulmuştur. Bu sonuçlara göre havza alanında gerçek erozyon riski bakımından en az riskli alanlar ormanlar ve çayır alanlarıyken (%24.66) orta ve yüksek riskli alanlar ise meralar ve verimsiz topraklardır (%34.98). Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama gibi teknolojilerle sağlanan sonuçlar, klasik yöntemle tespit edilen aktüel arazi kullanımı haritalarıyla karşılaştırılmış ve aralarında yüksek bir ilişki tespit edilmiştir (%89.9). Havza ölçeğinde yapılan bu çalışma, yanlış arazi kullanımlarının tespitinde ve gelecekte arazi kullanımlarındaki değişikliklerin izlenmesinde, doğal kaynaklarımızın çölleşme ve kuraklığın olumsuz etkilerini azaltarak sürdürülebilir kullanımı için politikalar oluşturulmasında yardımcı olacaktır.; Geographic information systems and remote sensing technologies have important tools for determination of some characteristics of natural resources enable us to get accurate results that by eliminating time, labor and processes that require high cost. The purpose of this study, determine land uses using geographic information systems and remote sensing technologies according to the European Environment Agency. Issues carried out under the project CORINE detected the parameters within the framework of watershed scale. Error level was determined by comparing the shapes of the actual terrain with the results obtained by using these technologies. According to the results detected sub class such as; 5 sub level was detected from first level, 10 sub level was detected from second level and 15 sub level was detected from third level. Assessed the relationship between land use map according to the CORINE and actual erosion risk map produced the for the same area. According to these results, low-risk areas are forests and meadow (24.66%), and medium and high risk areas are grassland and unproductive soil lands (34.98%) in terms of the actual erosion risk in the watershed area. Results provided by technologies such as geographic information systems and remote sensing were compared current land use maps of the classic method and identified a high correlation between them (%89.9). In this study, in the determination and monitoring of future changes in land use and incorrect land use, by reducing the negative effects of desertification and drought will be benefit for sustainable use natural resources.
2014-01-01T00:00:00Z