Küpe dağı eteğinde bir kentin kuruluşu hikâyesi: Makalât-ı Seyyid Hârûn Velî
Künye
Değerli, A. (2014). Küpe dağı eteğinde bir kentin kuruluşu hikâyesi: Makalât-ı Seyyid Hârûn Velî. Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 9(18), 125-134.Özet
Relative to towns and villages, cities are settlements which own more organized life,
more noticeable public authority, more government agencies and non-government
organizations, as well as more population. Most of the time, a river or a castle had
become influential in selecting and structuring the place for the city foundation. It
has been seen that city settlements have developed and grown in population, as a
result of people coming together around a holy dervish and his lodge and adopting
his thoughts. Therefore, dervishes have become the symbol of cities, which have been referred with the names of dervishes throughout the centuries. Seydişehir is
one of these of cities. It is asserted that Seydişehir has adopted its name from a
Sunni Muslim dervish, Seyyid Harun, who is from Khorasan. Other names of this
city are cited as Seyyid-şehri, Seyyid-şehir, Seydi-şehri in Ottoman archives. How
the city is built and constructed with the use of stones from the ruins of archaic
Vervelid is narrated in Makālât-ı Seyyid Hârûn Velî. The story of Seyyid Harun is a
migration story which has a mission. Makālât-ı Seyyid Hârûn Velî is basic source
which form the basis for the story. However, it is necessarry to be cautious about the
information given, since it is hagiographical text. This study casts a critical eye over
Makālât-ı Seyyid Hârûn Velî in the light of other contemporary texts written by
other Sufi authors. Şehirler, kasaba ve köylere göre daha fazla insanın yaşadığı yerleşim yerleri
olmalarının dışında daha örgütlü bir hayatın sürdüğü, kamu otoritesinin daha çok
hissedildiği, resmî kurumların ve sivil toplum örgütlerinin daha çok bulunduğu
merkezlerdir. Kentlerin kurulacağı yerin seçiminde ve yapılanmasında çoğu kez bir
ırmak veya kale etkili olmuştur. Kutsal sayılan bir şeyh ve onun zaviyesi etrafında
fikrini benimseyenlerin toplanmasıyla yerleşim biriminin gelişme gösterdiği; şeyhin
adeta o şehrin simgesi haline geldiği ve yüzyıllar boyunca kentin o şeyhin adına
izafeten anıldığı görülür. Seydişehir de bu kentlerden biridir. Adını Horasanlı Sünnî
bir derviş olan Seyyid Harun’dan aldığı ileri sürülür. Osmanlı arşiv belgelerinde
Seyyid-şehri, Seyyid-şehir, Seydi-şehri olarak da yazılan bu kentin, Seyyid Harun
tarafından antik Vervelid kalıntısı taşlar kullanılarak nasıl inşa edildiği Makālât-ı
Seyyid Hârûn Velî’de anlatılmaktadır. Seyyid Harun’un hikâyesi, misyonu olan bir
göç hikâyesidir. Makālât-ı Seyyid Hârûn Velî bu hikâyenin dayanağını oluşturan
temel kaynaktır. Ancak menkıbe olması hasebiyle verilen bilgilere temkinle
yaklaşmak gerekir. Bu çalışmada Makālât-ı Seyyid Hârûn Velî, sufi yazarlar
tarafından kaleme alınmış çağdaşı olan diğer metinlerle mukayese edilerek eleştirel
bir tavırla incelenecektir.