Artvin Çoruh Üniversitesi YayınlarıArtvin Çoruh University Pulicationshttps://hdl.handle.net/11494/17212024-03-28T17:00:16Z2024-03-28T17:00:16ZVolkan patlamalarının coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri ile izlenmesi: Cumbre Vieja Volkanı (İspanya) örneğiAkyürek, Özerhttps://hdl.handle.net/11494/45512023-01-13T13:02:44Z2022-01-01T00:00:00ZVolkan patlamalarının coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri ile izlenmesi: Cumbre Vieja Volkanı (İspanya) örneği
Akyürek, Özer
Doğal afetler insanlar için çeşitli kayıplar oluşturan, hayatı kesintiye uğratarak tüm canlıları etkileyen olaylar olarak
tanımlanmaktadır. Volkanlar, yerkürenin var oluşundan günümüze kadar geçen süre içerisinde, doğal yaşamı çeşitli açılardan
etkilemişlerdir. Çeşitli açılardan yararları olduğu gibi (ısınma-jeotermal sular vb.), zararları da olmuştur. Doğal afetlerden bir tanesi
olan volkanik patlamalar insanlık tarihi boyunca birçok yıkıma ve ölüme neden olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Günümüz
teknolojisinde volkanik afetlerin izlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama araçları, yönetim ve takibin ayrılmaz birer
parçası olarak kullanılmaktadırlar. CBS ve Uzaktan Algılama, modern ve kullanışlı bir veri toplama ve işleme, analiz etme, sorgulama
ve güncelleme araçları olarak kullanılmaktadırlar. Bu çalışmada 19 Eylül - 15 Kasım 2021 arasında geçen süre içerisinde Pleaides1A, CosmoSky Med-radar, GeoEye-1 ve Landsat 8 verileri kullanılarak La Palma adasındaki Cumbre Vieja volkanından çıkan lavların
adada yaşayan insanlara, yapılara ve arazi örtüsüne etkileri incelenmesi amaçlanmıştır. Volkandan çıkan lavların 1,042.07 hektarlık
alana yayıldığı belirlenmiştir. Bu alan içerisinde 2,749 adet binanın tamamen yıkılmış veya kısmen hasar gördüğü yapılan analizlerde
ortaya çıkarılmıştır. Zarar gören ulaşım hatlarının uzunluğu ise 80.1 km’ye ulaşmıştır. Yer yüzey sıcaklığı analizi ile bölgenin patlama
öncesi ve sonrasına ait sıcaklık değişimi incelenmiştir. Yapılan CBS ve UA analizleri sonucunda çeşitli tarım alanları ve ormanlık
alanlar ile birlikte yerleşim alanları ve okyanusun da zarar gördüğü saptanmıştır.; Natural disasters are defined as events that cause various losses for people and affect all living things by interrupting life. Volcanoes
have affected natural life in various ways, from the existence of the earth to the present. While they have benefits in various aspects
(heating-geothermal waters, etc.), they also have harmful effects. Volcanic eruptions, one of the natural disasters, have caused many
destructions and deaths throughout human history and continue to do so. In today's technology, Geographical Information Systems
and Remote Sensing tools are used as an integral part of management and monitoring for monitoring volcanic disasters. GIS and
Remote Sensing are used as modern and useful data collection and processing, analysis, querying, and updating tools. In this study, it
was aimed to examine the effects of lava from Cumbre Vieja volcano on La Palma island on people, structures and land cover, using
Pleiades-1A, CosmoSky Med, GeoEye-1 and Landsat 8 data between 19 September and 15 November 2021. It was determined that the
lava coming out of the volcano spread over an area of 1,042.07 hectares. In this area, it was revealed in the analyzes that 2,749
buildings were destroyed or partially damaged. The length of the damaged transportation lines reached 80.1 km. The Land surface
temperature analysis, the temperature changes of the region before and after the explosion were examined. As a result of the GIS and
UA analyzes, it was determined that various agricultural areas and forest areas, as well as residential areas and the ocean, were also
damaged.
2022-01-01T00:00:00ZKöppen-trewartha ve thornthwaite yöntemlerine göre Isparta yöresi iklim tipinin belirlenmesiDursun, İbrahimYazıcı, Nilüferhttps://hdl.handle.net/11494/45502023-01-13T12:35:15Z2022-01-01T00:00:00ZKöppen-trewartha ve thornthwaite yöntemlerine göre Isparta yöresi iklim tipinin belirlenmesi
Dursun, İbrahim; Yazıcı, Nilüfer
İklim, bir bölgenin uzun zaman periyodunda takip edilmesiyle ele alınan meteorolojik olayların ortalamasına verilen ifade olarak
tanımlanmaktadır. İklim aynı zamanda; bir bölgenin hava olayları bakımından karakterini ve bitki örtüsünü de belirler. İklim tipleri
sayısı oldukça fazladır. Çok sayıda bilim insanı, değişik iklim sınıflandırmaları yapmıştır. İklim sınıflandırmalarının ana amacı farklı
iklim tiplerini ayırt etmek, bu bakımdan alanların birbirine benzerliklerini ortaya çıkarmaktır. İklim türleri, sıcaklık ve yağış rejimi
gibi durumlara bakılarak sınıflandırılabilir. Köppen ve Thornthwaite yöntemi de yaygın kullanılan iklim tipini belirleme
yöntemlerindendir. Bu çalışmada, uzun süreli iklim verileri ile Köppen-Trewartha ve Thornthwaite iklim indis yöntemleri kullanılarak
Isparta yöresine ait iklim tipleri ve su bütçesi belirlenmeye çalışılmıştır. Köppen-Trewartha iklim sınıflandırmasına göre Isparta ve
diğer ilçe istasyonlarının tümünde “Dack” (Yazları sıcak, Kışları serin, Ilıman Karasal) olarak belirlemiştir. Thornthwaite yöntemine
göre yapılan değerlendirmeler sonucunda ise Atabey ve Yalvaç istasyonlarının “yarı kurak- az nemli” iklim sınıfında; Eğirdir, Isparta
(Merkez), Senirkent ve Uluborlu ilçelerinin ise “yarı nemli” iklim sınıfında olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada yaz mevsiminde su
noksanlığı, kış mevsiminde orta derecede su fazlalığının olduğu görülmüştür.; Climate is defined as the average of meteorological conditions observed in a location or region over a long period of time. Climate
knowledge helps to estimate the character and vegetation of a region in relation to weather conditions. The number of climate types is
quite large, and numerous climate classifications have been developed over the years. The main purpose of climate classifications is
to distinguish different climate types and identify the areas which show similar climatic conditions. Climate types can be classified
based on different climate parameters, such as temperature and precipitation. The Köppen and Thornthwaite methods are the most
commonly used climate classification methods. In this study, we aimed to determine the climate types and water potential of Isparta
province by long-term climate data based on Köppen and Thornthwaite climate indices. According to Köppen-Trewartha climate
classification, Isparta and its districts have been classified as “Dack” (hot in summers, cold in winters, temperate continental).
According to the Thornthwaite method, Atabey and Yalvac districts are in the "semi-arid- less humid" climate cluster while Isparta,
Egirdir, Senirkent, and Uluborlu are in the "semi-humid" climate cluster. A moderate excess of moisture was observed in all the stations
during the season.
2022-01-01T00:00:00ZNatural disaster risk assessments for pine honey apiaries in Muğla, TurkeySarı, Fatihhttps://hdl.handle.net/11494/45492023-01-13T12:02:54Z2022-01-01T00:00:00ZNatural disaster risk assessments for pine honey apiaries in Muğla, Turkey
Sarı, Fatih
Since Muğla province has 90% of the world's total pine honey production, ensuring efficiency and economic income requires the
determination of measures for apiary locations and estimation of risks. However, ensuring development and productivity requires
identifying natural disasters susceptibility such as forest fires and floods to maintain productivity. Muğla province has a high forest
fire potential due to its dense forest cover and approximately 200 forest fires occur each year. Forest fires are one of the main factors
that threaten apiaries, as there are a lot of apiary places (approximately 15,000) in forests for pine honey. On the other hand, due to
the mountainous topography and high precipitation rate of Muğla, the province has a high rate of flood formation (20 per year), which
threatens the hive sites by destroying the entire colony. In this study, Apiary Locations Risk Index (ALRI) was carried out to guide the
insurance process for apiary locations by applying the Forest Fire Risk Index (FFRI) and the Flood Hazard Risk Index (FHRI).
Determination of forest fire risk zones and flood hazard maps requires environmental, forestry, topographic, economic and
meteorological parameters to be handled within a decision support platform. For this purpose, Analytical Hierarchy Process (AHP)
technique supported by Geographic Information System (GIS) was used in the creation of sensitivity maps. As a result, 1533.40 ha
(11.82%) of the study area was determined as extremely risky areas for apiary areas. The results were confirmed with 1454 forest fire
sites and 20 flood hazard sites where the Eşen, Dalaman, Çine, Sarıçay, Akçay, Kamiişdere and Namnam rivers were stated to be
highly susceptible to flood hazard.; Muğla ili dünya toplam çam balı üretiminin %90'ına sahip olduğu için verimliliğin sağlanması, arılık lokasyonları için önlemlerin
belirlenmesi ve risklerin önceden tahmin edilmesini gerektirmektedir. Orman yangını ve sel gibi doğal afetlerin önceden tahmin
edilmesi, verimliliğin sürdürülmesinde ve ekonomik kayıpların tahmin edilmesinde hayati öneme sahiptir. Muğla ili, yoğun orman
örtüsü nedeniyle yüksek bir orman yangını potansiyeline sahiptir ve her yıl yaklaşık 200 orman yangını meydana gelmektedir. Çam
balı için ormanlarda yüksek miktarda (yaklaşık 15.000) arılık yeri bulunduğundan, orman yangınları arılıkları tehdit eden ana
faktörlerden biridir. Öte yandan, ilde tüm koloniyi yok ederek arı kovanı yerlerini tehdit eden yüksek sel oluşum oranı (yılda 20 adet)
bulunmaktadır. Bu çalışmada, Orman Yangını Risk İndeksi (FFRI) ve Taşkın Tehlike Risk İndeksi (FHRI) uygulanarak, arılık
lokasyonları için sigorta sürecine rehberlik edecek Arılık Lokasyonları Risk İndeksi (ALRI) gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, çalışma
alanının 1533.40 ha (%11.82)'si arılık yerleri için aşırı riskli bölgeler olarak belirlenmiştir. Sonuçlar 1454 orman yangın yeri ve Eşen,
Dalaman, Sarıçay, Akçay, Kamiişdere ve Namnam nehirlerinin sel tehlikesine yüksek derecede duyarlı olduğu belirtilen 20 taşkın
tehlikesi yeri ile doğrulanmıştır.
2022-01-01T00:00:00ZKaradere Deresi’nin (Araklı-Trabzon) içme ve sulama suyu amaçlı kullanım uygunluğunun incelenmesiErsoy, Arzu FıratHatipoğlu Temizel, Esrahttps://hdl.handle.net/11494/45482023-01-13T11:53:56Z2022-01-01T00:00:00ZKaradere Deresi’nin (Araklı-Trabzon) içme ve sulama suyu amaçlı kullanım uygunluğunun incelenmesi
Ersoy, Arzu Fırat; Hatipoğlu Temizel, Esra
Bu çalışmada Karadere Deresi’nin su kalitesi özellikleri belirlenmiş, bu amaçla yüzey suyu örneklemesi yapılarak fiziksel
parametreler, majör anyon-katyon ve iz element içerikleri belirlenmiştir. Hidrokimyasal özelliklerin belirlenmesi amacıyla yüzey suyu
örneklemeleri Ekim-2020 ve Nisan-2021 olmak üzere iki dönemde gerçekleştirilmiştir. Su örneklerine ait fiziksel özellikler, majör
anyon ve katyon analiz sonuçları Dünya Sağlık Örgütü WHO, TS266 (İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik) ve Su
Kirliliği Kontrolü Yönetmeliklerine göre değerlendirilmiştir. Karadere yüzey suyunda su tipleri Ca-HCO3 ve Ca-Na-HCO3 olarak
belirlenmiştir. Karadere yüzey suyunun bu parametreler açısından WHO ve TS266 İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında yönetmeliğe
göre içme suyuna uygun olduğu belirlenmiştir. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine göre ise tüm parametrelerin I. ve II. Sınıf sular
sınıfında bulunduğu tespit edilmiştir. Kirlilik açısından incelendiğinde ise NO2 içerikleri Karadere’nin IV. Sınıf su sınıfında olduğunu
göstermektedir. İz element içerikleri açısından yağışlı döneme ait Al ve Fe değerlerinin TS266’da tanımlanan sınır değerlerin üzerinde
olduğu belirlenmiştir. Karadere yüzey suyunun, sodyuma karşı hassas olan bitkiler dışındaki tüm bitkilerde ve orta derecede tuza
ihtiyacı olan bitkilerde tarımsal faaliyetlerde kullanılabileceği ortaya konmuştur.; In this study, it was aimed to determine the water quality characteristics of Karadere River. For this purpose, physical parameters,
major anion-cation and trace element analyzes were carried out by performing surface water sampling in Karadere River. In order to
determine the hydrochemical properties, two periods of surface water sampling were carried out in October-2020 and April-2021. The
physical properties, major anion and cation analysis results of the water samples were evaluated according to the World Health
Organization WHO, TS266 (Regulation on Water Intended for Human Consumption) and Water Pollution Control Regulation. Water
types in Karadere surface water were determined as Ca-HCO3 and Ca-Na-HCO3. It has been determined that Karadere surface water
is suitable for drinking water in terms of this physical parameters and major anions-cations according to WHO and TS266 Regulation
on Water Intended for Human Consumption. According to the Water Pollution Control Regulation, all parameters were determined to
be in I and II water class. When examined in terms of pollution, it is seen that Karadere surface water is in IV class water class
according to NO2 content. It has been determined that the Al and Fe values of the rainy period in terms of trace element contents are
above the limit values defined in the TS266 Regulation on Water Intended for Human Consumption. It has been determined that
Karadere surface water can be used in agricultural activities in all plants except for plants that are sensitive to sodium and in plants
that need moderate salt.
2022-01-01T00:00:00Z