Ahlâkta duyguların yerine ilişkin bir değerlendirme
Citation
Başok Diş, S . (2017). Ahlâkta Duyguların Yerine İlişkin Bir Değerlendirme. Akademik-Us, 1 (2), 187-205. Retrieved from http://dergipark.gov.tr/akademikus/issue/32943/366858Abstract
İnsana dair yapılan tanımlarda sürekli olarak onun akıl sahibi olma ve düşünebilme özellikleri vurgulanmaktadır. Ancak insan yalnızca rasyonel bir varlık değildir, o aynı zamanda duyguları da olan, hisseden bir varlıktır. Sahip olduğumuz bu duygular bize hem yaşadığımızı duyumsatırlar hem de diğer insanlarla ve nesnelerle ilişkilerimizde belirleyici bir rol oynarlar. Bu gerçeğe rağmen ideal insan tasvirlerinde akıl mutlaklaştırılırken, duygularımızın hayatımızdaki yeri ve önemi hafife alınmakta veya görmezden gelinmektedir. Bu tavır, insanı bütüncül bir şekilde ele almadığı için kusurlu bir yaklaşımdır. Sevgi, merhamet, sevinç, üzüntü, keder, minnet, öfke gibi duyguların yaşanmadığı bir hayat hemen herkes tarafından zenginlik ve canlılıktan yoksun olarak görülebilir. Buna rağmen özellikle bazı filozoflar tarafından insanlardan irrasyonel saydıkları duygularını bastırmaları istenmektedir. Özellikle ahlâk alanında kendisini duyuran bu talep, ahlâkîliği duyguların hiçbir etkide bulunmadığı eylemlere indirgemektedir. Bu çalışmada bir taraftan neden duygulara olumsuz bir şekilde yaklaşıldığı sorusuna yanıt aranırken, diğer taraftan duyguların insan hayatındaki ve ahlâkındaki yerine ilişkin bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Intellectuality and cognitive skills of people have been constantly emphasized in the definitions about human being. Human is not only a rational creature but he is also a creature that has feeling and emotions. These emotions we have both lead to feel we live and play a decisive role in our relationships with other people and objects. Despite this fact, while the mind is absolutized in the ideal human representations, the place and importance of our emotions in our lives are undervalued or ignored. This attitude is a defective approach because it does not tackle humanity holistically. A life without feelings like love, mercy, joy, sadness, grief, gratitude, anger is seen by almost everyone as deprived of wealth and vitality. Despite this, some philosophers require people to suppress their feelings that are considered as being irrational. This demand that is especially known in the field of morality can be attributed to the actions on which moral sentiments have no effect. In this study, while answering the question of why the emotions are approached negatively, an evaluation will be made about the place of emotions in human life and morals. التعقل والتفكير من بصمات التعريفات باإلنسان. إال أن اإلنسان
فحسب بل هو ذو عواطف ومشاعر. هذه المشاعر
ً
ليس عقالنيا
ً حاسما في عالقاتنا
تؤدي إلى الشعور أننا نعيش و هي تلعب دورا
مع اآلخرين واألشياء. على الرغم من هذا الواقع، تهَمل المشاعر
في التوصيفات لإلنسان المثالي أو تُنتقص مكانتها المثيرة في
حياتنا. وهذه نظرة قاصرة وبعيدة عن تناول المسألة بمنهج كلي.
والحياة المجردة من المشاعر كالحب والرحمة والفرح والحزن
واالمتنان والغضب، من الممكن أن تحسب محرومةً من جهة
الغنى والحيوية لدي معظم الناس. مع أن بعض الفالسفة يطالب
الناس بقمع مشاعرهم التي تعتبر غير عقالنية. وهذه المطالبة التي
نراها في المجال األخالقي، تخصص األخالقيةَ باألعمالٍغير
د الجوا ُب عن سبب
المتواجدة فيها المشاعر. في هذه الدراسة، يُتفقّ
النظر إلى العواطف بالمعنى السلبي من جانب، والتقييم حول مكانة
العواطف في حياة اإلنسان واألخالق من جانب أخر .
Source
Akademik-Us İlahiyat Araştırmaları DergisiVolume
1Issue
2Collections
- Cilt 1 Sayı 2 2017 [12]